eskiden hergün iki yaka arası koştur koştur okula gider gelirdim ve bu o kadar da zor gelmezdi. 11 yılın getirdiği bir alışkanlık mı bilemiyorum tabi. şimdi okula yürüyerek 15 dk.ka mesafeden gidip geliyorum. tembelliğe o kadar alışmışım ki karşıya geçmek aşırı derecede zor geliyor. hadi o bir yana mandaline giderken otobüsle gideceğim süre bile gözümde büyür hale gelmiş durumda.
neyse efendim, muhtardan ikametgahımı değiştirmek amacıyla alacağım nakil belgesi için, kalktım yollara düşüp karşıya geçtim. muhtar belgeyi hazırlarken üç-beş kelam etti benimle ilk defa. oysa ben asık suratlı, konuşmaktan pek hazzetmeyen biri olarak düşünmüştüm her seferde. çoluk çocuğundan torunlarından bahsetti. bana mutluluklar dileyip, "sen evlenince en çok annen mi baban mı üzüldü" diye sordu :) genç gösteriyor ama 32 yaşında torunu varmış. gerçi saçlar da boyalı tabi, orası ayrı :)
anneme de uğrarım diye heveslenmiştim ama haber de etmedim geleceğim diye, çıkarken aramadım da. sonuç elimde fırından aldığım sıcak simitlerimle kapıda kalakalmak oldu. üzülmüş annem de, kızdı bana niye haber vermedin diye. nasip..
*****
kızlar mandalinlerde buluşup kalacaklar bu gece. ben gidemiyorum. evlilik böyle bir şey! eskiden okuldan eve "ben bu gece yokum" diye bi mesaj yollardım yada arar söylerdim, o kadar. hey gidi günler..
2 yorum:
bazısı evlenince rahat eder bazısı evde olunca :) değişiklik gösteriyor insandan insana :)
ben bu kategorilerde kendimi nereye koyacağımı bilemedim ama hak da verdim hani :))
Yorum Gönder