Pages


30 Kasım 2011 Çarşamba

Bebekle Umre-2


Havaalanında turumuz bizi sıcak bir şekilde karşıladı ve ilgilendiler. Bilet, pasaport vs. hallolduktan sonra uçağa binmeyi beklediğimiz sırada “duty free” kısmını gezmek istesem de bunu uykusuzluk ve yorgunluk sebebiyle gerçekleştiremedik.

Z.S. uçakta biraz ateşi olmasına rağmen yolculuğunun çoğunu uyuyarak geçirdi çok şükür. Bir ara uyanıp mızıldansa da çok bir problem yaşamadık. Onu da hosteslerden birinin getirdiği kavanoz mamasıyla geçiştirebildik hamdolsun. Hostes baktı bizim kız sevdi mamayı, az sonra uçakta ne kadar mama varsa toplamış geldi, yedirirsiniz diye J 15-20 kavanoz falan vardı. Allah razı olsun hepsini de tükettik daha Mekke’ye geçmeden. Arap yemekleri yağ ve baharat olarak biraz ağır olduğu için yemeklerden fazla bir şey yediremedim. Bu sebeple orada geçirdiğimiz sürede  pıtırcık genellikle bu kavanoz mamalardan yedi.


Medine’de bizi otelimizden önce hurma bahçelerine götürdüler, yemek ikramı ve namaz için. Gidiş esnasında otobüsümüzdeki hoca gayet donanımlı ve yolcuları o toprakların havasına başarılı bir şekilde sokan, heyecanını yaşatan, etkileyici hitabete sahip bir insandı. Orada Hurma’nın tabiatı ve insanın yaratılışı ile olan benzerliği gibi pek çok konudan bahsedildi. Hocaların o esnada anlattıkları hiçbir şeyi yorgunluk ve biraz da z.s. sebebiyle dinleyemedim. 


Hurma bahçelerinden ayrılıp otelimize geçeceğimiz esnada otobüs şoförlerinden biri sorun çıkarmış ve biz ortada kaldık. Başka bir otobüs ayarlandı ama otobüsü görülmeye değerdi doğrusu. Bir örnek vermek gerekirse, koltukların üst kısmındaki klima, ışık vb. şeylerin olduğu kısmı olduğu gibi yerinden sökmüşler ve çalışan soğutma sistemi ile öyle bir hava geliyordu ki oradan tarifi imkansız J (Fotoğrafta görüldüğü üzere..) Allah’tan yol çok uzun değildi de, çok geçmeden otelimiz Oberoi’ye vardık..Ve fakat benim uykusuzluğum öyle bir hal almıştı ki, neredeyse geldiğime geleceğime bin pişman olmak üzereydim.


Otele vardığımızda henüz odalar da tam olarak boşalmamıştı ama bizde bebek de olması dolayısıyla öncelik tanıdılar çok şükür. Bir de orada bekleseydim ne olurdum bilmiyorum. Odaya çıkınca z.s. uyudu. O birkaç saat ben de uyudum ve baya iyi geldi. Pıtırcığım o gece de güzel bi uyku çekince, ben de epey toparladım.Ondan sonraki günler tabiî ki muhteşem geçti. Oranın havasından mıdır suyundan mıdır bilmiyorum, Rabbim de bir kolaylığını veriyor, kuzucuk ilk birkaç gün grip olmasına rağmen hiç bizi zorlamadı. Gece babası bebek arabasıyla otelin içinde dolaştırırken uyumuş geliyordu. Ya da bazen biz dışarıda dolaşırken uyuyakalıyordu ve Medine’nin uzuuun uzun rükû ve secde yapan imamına rağmen huzurla namaz kıldırıyordu. Zira uyanık olduğu zamanlarda ya durmazsa ya ağlarsa diye insan namaz esnasında endişelenmekten geri duramıyor. Çünkü orada namaz sırasında ağlayan ve annelerin ilgilenmediği çocuklar görmek çok sıradan bir şey. Ben, şayet öyle bir şey yaşanırsa kimseyi rahatsız etmemek adına namazımı bozarım diye düşünüyordum. Zira öyle bir durumda zaten namaza konsantrasyon diye bir şey kalmıyor. Ama elhamdülillah, bir kere Mekke’de bir çocuğun z.s.yi düşürüp canını acıttığı için ağlaması dışında hiç öyle bir şey yaşamadık.


Bizim umre süremiz kısa olduğu için fazla çarşılarda dolaşma fırsatımız olmadı. Zaten insan öyle bir ortamda çarşıda gezdiğinde boşa vakit harcıyormuşsun ya da oranın manevi havasına yakışmayan bir iş içindeymişsin gibi hissediyorsun. Gerçi uzun süre kalanlar zamanla ortama alışıp huzurla gezebiliyorlar mı, bilemiyorum J


Medine’de kaldığım süre zarfında Hz. Peygamber’in kabrini ziyaret edebilmek için birkaç sefer çabaladıysam da başarılı olamamıştım. Aşırı derecede bir yoğunluk olduğu için çok uzun beklemek gerekiyordu. Ziyaret vakitleri hanımlar için sabah-öğle ve akşam yatsıdan sonra olmak üzere 3’e ayrılmıştı. O kalabalığa herkesin tavsiyesiyle bizim kızı sokamayacağım için,  gece faslının 12 buçuğa kadar sürdüğünü söylediklerinden bitiş saatine yakın bir vakitte gittim ama nafile. Sadece gözleri görünen Arap bacılar oradaki başka kişilerin de ısrarlarına rağmen almadılar. Sanırım bu konuda biraz keyfî de davranıyorlar.


Peygamber (sav)’i ziyaret konusunda artık tamamen ümidimi kesmiştim.


***