Pages


22 Temmuz 2008 Salı

"inna lillah ve inna ileyhi raciun"

bu sabah hayatinin çok sevdiği bir asker arkadaşının ölüm haberiyle uyandık.. trafik kazası.. hatalı sollama.. hayati çok kötü oldu haberi alınca, işe bile geç gitti biraz.. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.. doğmadan yetim kalan bir kız çocuğu: babası ismi "verâ" olsun istermiş.. babası: numan arıman sanırım verâ şiirinin yazarı...

***
hafta sonu kuzenimin düğünü için bursa'ya gittik, cumartesi öğleden sonra.. evvela bir kaç hafta önce almanya'dan gelen teyzemleri -belki bir daha fırsat bulamam diye- annanemlerde ziyaret ettik.. annemin yengesi de oradaydı. bu sebeple istediğim muhabbet ortamını bulamasam da ortak muhabbet güzeldi. hoş, tatlı dilli bir hanım.. annemin dayısının ilk eşi vefat edince, bununla evlenmiş ve bu hanım kendisinin çocuğu da olmayınca öncekinden olan iki çocuğunu çok güzel sahiplenmiş, çok iyi bakmış.. annanem hayır dua eder bu konuda hep.. neyse..



pazar günü önce gelini aldık, sonra düğün.. fasıl geçti bitti, teleferiğe binmeye niyetlendik.. giderken çok güzeldi.. taş çatlasın on kişi ya var ya yok.. fakat densizler heryerde, tabiiki.. küçücük aracın içinde biri sigara içmeye kalkmasın mı, bir de -havadayız bilmemkaç metre- kapıyı açmış.. dumanı da üstüme üstüme geliyor.. duramadım uyardım.. ailede hiç içen olmadığı için alışkın değilim, nefesim kesiliyor hemen.. dönüş yolu da bir kalabalık, bir kalabalık.. sıra beklerken oturacak yer yok, gidecek başka yol yok.. mecburen ayakta o sırayı beklemek zorundasın.. hani biraz bekleyeyim sıra azalsın desen, o da mümkün değil.. ve dönüşte teleferiğe sıkış pıkış sanırım 50 kişi bindik :) herhalükârda o manzarayı görmek muhteşemdi ki giderken aydınlık dönüş karanlık olduğu için ayrı bir güzdel oldu.. bol bol arap vardı.. hepsi birbirinden farklı.. arap bir aile bizimkilerden biriyle çok fena kapıştı, sıra kavgası..

***
geçen haftalardan birinde esleme gitmiştik.. ben oldukça geç kaldım tabi.. mmmh bir sofra kurmuş, bir kuş sütü eksikti.. bir de herkese özel, isim yazılı, süslü bir muffin vardı ama ben onu saklayıp millete göstereceğim derken bayatladı ve yenmez hale geldi :( eslemmm ondan bir daha istiyorumm, ama bu sefer yemek için, lütfeenn :) bu arada burdan kekik hanıma da bir notum var, rica edeceğim bana dair fotoları maille yollar mısın, bak senin yüzünden buraya ekleyemedim o güzelim muffini :p ellerine sağlık eslemcim, bizi çok güzel ağırladın maşallah.. ama sen çıtayı yükselttin iyice, ben davetimde senin kadar hazırlanabileceğimi pek sanmıyorum:)

17 Temmuz 2008 Perşembe

ordan burdan birşeyler..

kına gecesinde düğün sabahı erkenden evlerine gelmemi tembihlemişti esra, makyajını ve türbanını yapmam için.. ben kendi düğünümde de makyajımı kendişm yapmış, başörtümü kendim bağlamıştım.. nerdeyse bir parmak kalınlığında yaptıkları o porselen makyajı hiç sevmiyorum.. kafama da öyle büzgü büzgü birşeyler yaptırmayı düşünmediğim için gereksiz görmüştüm kuaförü.. esralar da beğenmişler ve benden bu konuda ricada bulunmuşlardı, evvelden de..

saat 10 gibi gel dedi esra, 9:45 civarı kahvaltı yapmadan oradaydım.. sağolsun hayati bıraktı beni.. güzelce hafif bir makyaj yapıp, başörütüsünü bağlayarak duvağını yerleştirdik, giydirdik.. damat geldiğinde ikbal abi esra'yı kapı açma parası almadan göndermedi elbette :)

***
uff sıkılıyorum yazarken çok şey biriktirdim.. rahat yazamıyorum zaten.. yazınca rahatsız hissediyorum.. bazı kişilere açık şifre koyacağım galiba yakında, daha rahat yazabilmek için.. belki fotoğraf da koyabilmek için..

***
erkek kardeşim geldi nihayet hollanda'dan ondan bahsetmemişim.. geldiği gibi de burdaki yaz okuluna başladı.. Allah sabır versin ben tahammül edebilir miydim bilmiyorum..
iyi bir şekilde bitirdi orada dönemini ama seneye de kalmak istiyordu, gezerken gezerken "o ülke senin bu memleket benim" başvuruyu kaçırmış.. bosna, fransa, almanya, hollanda sair bölgeler vs... gezip durdu.. Allah'tan o ara derslerini başarmış bari.. bol bol fotoğraf çekmiş, bak bak bitmezz.. heryer bisiklet deyası gibiymiş hollanda'nın.. bisiklet parkları öyle bir izlenim veriyor insana.. önünde-arkasında çocuklarıyla bisiklette dolaşan insanlar.. çok hoş aslında.. pek çok milletten arkadaş edinmiş, en güzel kısmı da bu sanırım.. bir tane koreli ateist bir arkadaşı vardı, en iyi anlaştıklarından biri de oydu.. Allah hidayet nasip etsin diye dua ettik bolca.. pek uzak da değilmiş islamiyet'e anladığım kadarıyla.. hayırlısı..

...

kınayı getir aney..

dün esra'mızı everdik..
salı akşamı geç kalacağım korkusuyla apar topar hazırlanıp kınaya gittim.. her zamanki gibi kızlardan sonra gitsem de vakitlice yetiştim hamdolsun.. kına ümraniye sivaslılar derneğindeydi, bir iş hanının içinde.. saat 8-8bçk arası gittim fakat, kınanın başlaması 10'u buldu.. ailesi önceden ses düzeneği hakkında konuşmuş olmalarına dışarı ses verecek bozuk olanlar dışında en ufak alet bile yoktu.. saat onu geçiyordu ki artık esra'nın abisi iki hoparlörle geldi, yetersiz de olsa bir ses düzeneği oluşturdu.. esra'nın moral sıfır olsa da böyle durumlarda her zaman yaptığı gibi yüzüne gülücüğü kondurup neşelenmeye, hatta neşelendirmeye çalıştı.. hislidir esra ama en üzüldüğü zamanlarda bile hüznünü gizlemeyi başarmıştır, benim tam aksime.. ben genelde pek saklayamam, zorunlu kalmadıkça.. herneyse..

i.hukuku'nda yüksek yapan amerikalı bir zenci halil abi var, esra'nın sınıf arkadaşı, onun da ailesi geldi kınaya.. annesi, eşi, kızı ve kız kardeşiydi sanırım.. çok sevimli oluyor şu zenciler. bizim damat halayına katılıp oyun havasında bir iki kıvırdılar nezaketen :)) ikbal abi ses düzenini kurana kadar komşu teyzelerden biri ortamı hareketlendirmeye çalıştı, başarılı da oldu aslında.. "konyalım"dan girdi "evlerini önü boyalı direk"ten çıktı.. bu arada damat bey konyalı :) tam herşey halloldu eğlence başladı derken ezan okunmaya başlayınca, bu sefer kına hazırlıklarını yaptık vee "yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar"a geçtik :) bütün akisliklere rağmen ağlamayan esrayı orda da ağlatamadık elbette :)

sonrasında bir iki halay, nay nini nay nay..

geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi...

16 Temmuz 2008 Çarşamba

asıl yazmak istediğim burda değil.. puff!

adıyaman yolu duman vay vay yavrucağım
tay tay yavrucağım.. dön gel dayanamam
gözlerin nereye bakar gör gör yavrucağım
sana neler alacağım.. dön gel dayanamam...

***

şu 10 gün kadar yoğun günler sanırım evlendiğim süreç içinde yaşanmıştır, en fazla..

cumartesi günü hayatinin bir asker arkadaşının düğününe gittik önce. düğün, sultan murat mesire yerindeydi. ümraniyenin ortasında, ara sokaklarda, öyle kocaman bir piknik alanı olabileceği aklıma gelmezdi. ilahili, ezgili, türkülü, mehterli bir açık hava düğünü oldu. düğünde başka bir asker arkadaşının hanımıyla da tanıştım. esasında tanışmışız bizim düğünde ama simasını tabiiki hatırlayamadım.. gelgelelim kız düğünde senin çapraz masandaydık bir arkadaşla ve seni çok süzmüştük deyince, yüzünü hatırlayamasam da öyle iki kişi olduğunu çok net hatırladım elbette :)

düğünden sonra ben, soluğu özlemin sözünde aldım.. saat 11 falandı sanırım.. bir yarım saat- 45 dkka kadar da oraya tanıklık etmiş bulundum Allah'a şükür.. kekik hariç diğer kızlar da oradaydı ve ben de o anı kaçıramazdım elbette :) sonrasında mandalini evine bırakıp, çamlıcaya çıktık.. eve girdiğimizde saat 2 civarıydı..

esranın dünkü kına ve bugünkü nikah detayları, pazar günkü sakarya çıkarmamız ise daha anlatlacaklar arasında, eskilerle birlikte.. ne çok şey birikti.. arkası yarın, ama bugün olan yarında.. :)

10 Temmuz 2008 Perşembe

haziranın 21'inde flickrdan cemiyet-i nisa grubumuzun bazı kızlarıyla fethipaşa'da güzel bir buluşma gerçekleştirdik.. malesef ben biraz geç kalsam da katıldığım kısmı çok keyifliydi.. fotoğraflarından karakter analizi yaptığın yada en azından bir şekilde algıladığın insanların canlısını görmek çok farklı.. kimi beklemediğin kadar konuşkan ve hareketli, kimi gösterdiğinin aksine çok sakin ve sessiz.. bu dünya hakikaten sanal dünya.. hasıl-ı kelamda ise şunu söyleyebilirim ki: gözlemlediğim kadarıyla hepsi birbirinden iyi kızlar.. önce fethipaşa'da oturduktan sonra mavi-yeşil'e geçtik yürüyerek...

temmuzun 3'ünde de bizim ilahiyat grubunu ağırladım tepeören'de.. geliş-dönüşler biraz zahmetli olsa da yine çok çok eğlenceli bir gündü.. kızları sultanbeyli son durağa önde bekçi arkada ben almaya gittik, çok komikti :) hanımlar buranın dağ başına benzediği konusunda hem fikir oldular benimle.. kuş uçar ama kervan geçmez bir yerde evimiz.. bahçenin etrafında manda sürüsü otlarken bir taraftan da ekinler biçilir falan..
esra kardeşini de getirdi gelirken. sağolsun şeyma hazırlıklıymış da bizim kızların aldıkları toplu karar sonucu havuza girmeme inadının kırılmasında yardımcı oldu :) Allah razı olsun mandalinim gelirken salatayla-kurabiye getirmiş.. burdan tekrar teşekkürlerimi sunmak isterim kendisine..

bitmezz...

9 Temmuz 2008 Çarşamba

yine yeniden..

uzuunca bir aradan sonra yeniden merhaba;
takip edenlere, yolu düşenlere, arada uğrayıp selam verenlere yada sessiz sedasız çekip gidenlere..

bu kadar uzun bir ara verince insan yazmaktan soğuyor sanırım yada üşeniyor yazmaya..

yazmayalı bir ayı yedi gün geçmiş.. bu süre zarfında aslında ara ara yazmak isteyip zihnimde toparladığım şeyler oldu fakat tepeörene bir türlü bağlanmak bilmeyen internetle hepsi silindi, gitti..

yükseklisansın ders dönemini tamamladım hamdolsun.. alta kalan bir dersim var ama.. son dakikaya bırakma huyumun azizliğine uğrayan bir ders.. uzuun uzun boş vakitlerde canım ödevi yapmak istemeyince son gece paçam tutuştu fakat bir işe yaramadı elbette.. seneye ekstra iş çıkardım başıma..

bu arada tezimi de aldım hamdolsun.. bu kadar kolay bir şekilde almış olmama hem seviniyor hem şaşırıyorum doğrusu.. millet hala tez konusu ararken :D Eyüp Sabri Paşa'nın Mahmudu's-Siyer'i.. latinize ederek değerlendirip yazarının hayatı hakkında detaylı bir çalışma hazırlayacağım inşAllah.. 600 sf.lık bir kitap, umarım altından kalkabilirim.. becerebilirsem hergün en az 3-4 sf okumam lazım ki önümüzdeki sene bitirebileyim..hayr Allah hayr..

hmm yazdıkça aklıma bişeyler gelmeye başladı ama sonra devam edeyim ki işler arap saçına dönmesin ;)

daha buluşularımızdan bahsedeceğim nasipse: flickr, tepeören vee eslem buluşusu :)