Pages


27 Kasım 2008 Perşembe

yorgunum dostlarım.. yorgunum, yorgun..

24 Kasım 2008 Pazartesi

"vira vira demir aldı dünya, terk edip halatları limanlarda"

bir kaç gündür nasıl moralim bozuk, tezime karşı ne kadar hevessizim anlatmam kabil değil..

cuma günü saat bir buçuk gibi hocayla görüşmek için anlaştık.. zaten görüşmemiz bir dert, on kere araşmadan görüşemiyoruz..



çarşamba günü aradım, perşembe buluşalım diye anlaştık.. sonra aradı, perş. işim var cuma 1 buçukta buluşalım, gelmeden beni ara dedi.. tamam.. cuma 12 gibi aradım.. tamam.. vakit geldi, hoca odasında yok.. nerdesiniz hocam? -dışarı çıkmam gerekti, yoldayım geliyorum.. tamam.. bekle bekle.. telefon çalar.. meyra ben 2 kat aşağıdayım, geliyorum.. tamam.. bekle bekle.. nihayet hoca ufukta görünür.. görüşme mi.. başlarken sınırlandırırz denilen kitap, 600 sayfalık haliyle önümde duruyor.. sınırlama olmadığı gibi, dönem kitaplarına da göz at demez mii.. puff.. cuma öğleden sonra başka bir kitap bulabilir miyim, ne yapabilirim diye döndüm durdum isam'da.. nafile.. şimdi birazdan, yine, kaldığım yerden devam etmek için isama gideceğim.. Allah'ım sabır ve azim ver, bu sene bitirebileyim hayırlısıyla inşallah..


***


dün nereye gidelim diye düşünürken, ki alışveriş merkezlerinden sıkılmıştık fazlasıyla, bir kadıköy turu yapmaya karar verdik.. epey sıkı bir şekilde giyindiğim halde baya üşüdüm.. dolaşırken, beyaz fırını bir hocamız çok tavsiye etmişti, uğrayıp birşeyler alalım dedik.. en bildiğimiz tat, eklerine bakalım dedik ve sonuç muhteşem.. hayatımda yediğim en güzel eklerdi.. arasına çikolatayı doldurmuşlar resmen, şiddetle tavsiye edebilirim yani :)

11 Kasım 2008 Salı

çok eski dünün bugünü

bugün ilkokul arkadaşlarıyla buluştuk, kızkıza.. sağolsun facebook..
yıllar geçse de insanlar bu kadar mı değişmez olabilir.. mimikler, sesler, ifadeler.. aynı çekiştirmeci rahat tavırlar.. değişen şey: sadece boyalı saçlar.. ve içilen sigaralar..

bugün

anladım ki: öksürmek bile nimetmiş..

dün

dün doktora gittik.. virüs kapmışsın dedi; falan filan.. dr. "kbb"ci idi.. ucunda kamerası olan ve kameranın duvara büyücek yansıttığı aletiyle kbb'nin bütün deliklerine baktı.. anladım ki insanın iç güzelliği ile dış güzelliği birbirinden çok farklı:p grip olunca kbb'ye değil dahiliyeciye gitmeli :)

dün bütün gün evde dinlenirken, kapıcının yada hayatinin gelmesi muhtemel olmayan vakitlerde kapı çalınca "hayrolsun" dedim.. gelen mandalindi:)
ve:
çok sevdiğim çiçeklerden bir bukett..

..bir insanı mutlu etmek bu kadar basit..
teşekkürler mandalinim:)
hep yanımda olasın inşallah!

10 Kasım 2008 Pazartesi

bir nefes sıhhat

artık iyileşmek istiyorummm :(

offfff of demem Allah'ım, "af" Allah'ım!!!

9 Kasım 2008 Pazar

::bulmaca-buldurmaca::

aylardan biri : ... muşt :))

ocak
şubat-
muşt :)))) :))))) :))))))) :)))) :)))

8 Kasım 2008 Cumartesi

arz-ı fikriyyat


mandalin sahibinden özel davet aldığını bildirince, ben de mandalinin özel davetiyle bugün yolumuzu züleyha sarı yani "hepatit ze"nin fotoğraf sergisinden geçirmeye karar verip düştük yollara.. üsküdarda buluşup istiklaldeki bsf akdemiye gittik.. hepatit ze'de oradaydı.. bir kısmını flikrdan aşina olduğumuz fotoğrafların basılmış halinin daha etkileyici göründüğünü söylemeliyim.. benim favorim ise linkte saklı..

fotoğraflarda "ân"ı yakalmanın önemli olduğunu düşünüyorum.. tamam güzel çekmek de önemli elbette ama fotoğrafın bir orjinalitesi olmalı bence.. milyonlarca gün batımı fotoğrafı vardır, hepsi birbirinden güzel ve etkileyicidir fakat sürekli rastlanıp fotoğraflanabilecek şeylerden.. birgün bir sergi açsaydım bu konu üzerine olmasını isterdim.. tıpkı bu fotoğraf gibi..

mandalinle dönüş yolunda bu konuyu konuştuk.. O'na göre fotoğrafa verilen başlık da fotoğrafı anlamlandırması bakımından çok önemli.. haklı tabi :))

5 Kasım 2008 Çarşamba

dön dünya

dün durakta akıl hastası bir kadıncağız soyunup giyiniyordu.. etraf erkek dolu..
kadının önüne geçsem kapatsam mı falan diye düşündüm ama tırstım tabiri caizse, fazla yaklaşamadım da.. çok kötü oldum.. Allah kimseyi akıl nimetinden yoksun bırakmasın!!

4 Kasım 2008 Salı

ne oldum değil ne olacağım demeli..

hastalıklar geldi mi üstüste.. geçen hafta bademciklerim iltihap oldu yutkunmakta zorlanıyordum. o geçti derken önceden yaptığım ters bir hareket sonucu yer eden belim ağrıdı bir kaç günümü zehir etti. sonrasında da bir öksürük müptela oldu. sonuç: geçen hafta pazartesiden bugüne ders çalışabilme namına hiç birşey yok ortada.. ingilizce kursu mu? ilk haftalardan hatta ilk günlerden bir sürü devamsızlık yapıp geri kaldım.. bir türlü istikrar sağlayamadım, geldiğimden beri..
***
dün merve, melda, eslem, hamarat anne sabahnur ve ben mandalinalardaydık.. çok güzel bir gündü, hamdolsun.. çok güzel hazırlanmışlar, mandalin ve ablası.. Allah razı olsun.. tesnim ve menar'ı da görmeyi arzu ederdik ;) eslem'in de doğumgünüydü, bir sürü hediye.. Allah hayırlı, uzun, güzel ve mutlu bir ömür nasip etsin inşallah.. bir gün "Allah eşinle ve tatlı yavrunla güzel bir ömür geçirmeyi nasip etsin" demeyi de umuyorum tabi:))
***
son zamanlarda tam sabah namazı vakti "tıngır tıngır" bir müzik sesi çınlatıyor, kulaklarımızı.. uyutmuyor da.. sanırım birisi alarm olarak telefonun radyo kısmını ayarlamış. çalan şarkıların sözlerini bile anlayabiliyorum.. "kardeşim kalkamıyorsan ya hiç alarm kurma yada kalkabileceğin bir alarm kur, herkesi rahatsız etmeye ne hakkın var!!" diye bağırmak geliyor içimden.. bazen de yan bloktaki dairenin evinden gelen tartışma seslerini dinlemek zorunda kalıyoruz. hiç farketmiyor bu sesler sabah çok erken bir saatte de olabiliyor, dün geceki gibi saat bir-bir buçukta da.. bu apartman hayatı zor iş valla..

kafa dengi bir komşu herkese lazım.. çok isterdim ama malesef bizim apartman da komşuluk ilişkileri biraz zayıf, hatta oldukça.. kim gelmiş gitmiş kimsenin umurunda değil.. geçen apartman kapısında bir hanımla karşılaştım. bizim apartmandan bir çocuğa bakıyormuş, annesi işten gelene kadar. çocuğun annesi de yakınıyormuş, apartmanda pek komşuluk yok diye.. neyse.. epey dertliymişim :))
***
erkek kardeşimi okuldaki derneklerden birine şura başkanı seçmişler.. ne zaman gitsek telefonla konuşuyor.. memleketi mi kurtarıyorlar nedir, anlamadım doğrusu.. kendisi aşırı dercede sorumluluk sahibi olduğu için herşey mükemmel olsun ister.. derslere bile girmiyormuş, toplantı vs.den.. oysaki önceden hiç bir dersini aksatmaz bu konuda bize akıl verirdi :) hatta ben ders çalışırken cep telle çok fazla uğraştığımı söyler, çalışırken kapatmamı yada dikkatim dağılmasın diye başka bir odaya koymamı falan tavsiye ederdi :))
***
balıklarımızı günde 3 öğün beslemeye başladık, maşallah canavar gibiler. demekki aç kalıyormuş da ölüyormuş zavallıcıklar :)) oysaki akvaryumculara göre günde bir tane yem yeterdi..
***
buarada mervenin bebek ihtimalleri sitesini denedim, -Allah nasip ederse inşallah- ortada esmer bile yok ama arap zenci karışımı bir bebeğimiz olabilirmiş :))